Evet, yeni bir hayata hazırlanıyoruz.
Beklediğimiz, gün saydığımız her şey yavaş yavaş geride kalıyor.

Güzel, huzurlu, dolu dolu bir yazdı. Konaklamalı akraba ziyaretlerimiz bu yıl da oldukça yoğundu. Öyle ki biz bize kaldığımız, ya da yakın dostlarımızı ağırlayabildiğimiz gün ve geceler sayılıydı… Bora kuzenleri ve sitedeki arkadaşları ile gece gündüz demeden oynadı, oynadı... Yüzmekten ve oyundan bıktıklarını söyleyebilirim. Ona böyle bir yaz tatili yaşatabildiğimiz için ne kadar da şanslıyız.

Ve nihayet doğum izni... Ağustos’un 18’inde izne ayrıldım.
- İzinde ne yapsam? Canım çok sıkılır mı? Bol bol tatil yapıcam…
gibi endişe ve umutların hepsi yalanmış… İzne ayrıldıktan 17 gün sonra İstanbul’daki eve döndük. Yani Bayramoğlu’nda çok takılamadım. Ama yaz boyunca gerek iş dönüşü gerek hafta sonları bol bol yüzüp, akşamları düzenli yürüyüş yapıp, bolca kitap okudum. Havuzdaki görüntüm sitedeki tüm çocuklara ilginç bir deneyim oldu… Çok şeker yorumlar ve sevgi gösterileri yaptılar.
Okulların açılması ile yazlık keyfi son buldu. Evi kapatma telaşı falan derken bir baktım İstanbul’dayız. Döneli bir hafta oldu ama bir dakika oturamadık. Taşınıp hemen yazlığa gittiğimiz için yerleşecek dolap-çekmeceler, elden geçecek bir sürü eşya vardı. Ufuk’un yardımıyla her şeyi hızla hallettik. Doğum için alışveriş ve hazırlıklar tamamlandı. Bebeğin eşyaları, odası yerleşti. Okullar açılacağı için Bora’nın kütüphanesi elden geçti, kitapları kaplandı.
Gelelim bebeğe... 36. haftaya ulaşan hamileliğim ve iyice büyüyen karnım ile gittikçe yavaşlasam da yine de rahat durduğum söylenemez. Şimdiye dek 10,5 kilo aldım. Sanırım 13-14 kilo ile tamamlarım hamileliği. Bora’da da bu kadar almıştım zaten.
Minik oğlumuzun adını “Arda Çağan” koymaya karar verdik. Her ne kadar Bora “Çağan”a muhalefet etse ve bizim pek hoşlanmadığımız “Kaan”da ısrar etse de uzlaşmaya yaklaştık sanırım.
Diğer taraftan Boracığımı kardeşe ve yeni hayata hazırladığımızı düşünüyorum. Pek öyle kıskançlık ve sorun yaşanacağını tahmin etmiyoruz. Umarım yanılmayız.
Arda Çağan bayramdan sonra geliyor. Her şey yolunda giderse 13 Ekim sabahı kavuşacağız ona… Minicik eşyaları, mis kokulu sabunları, küçücük yatağı hazır. Anne, baba ve en başta abisi sabırsızca bekliyor.
Bu küçük adam hayatımızı kökünden değiştiriyor. Yeni bir hayat bizi bekliyor...