Kurban Bayramı tatilini fırsat bilip Amarika’ya uçtum desem!
Uçuş çok keyifliydi. Yanımda Amarikan bir teyze vardı. Texas’lıymış. Sordum “içindenmiş”. Yol boyunca yedik içtik, sohbet ettik. Yanıma yolluk olarak lahmacun, haşlanmış yumurta ve kuru köfte almıştım, ikram ettim ama yemedi zilli...
Kabin ekibi çok sıcak kanlıydı. Mesela şu sarı çok ilgilendi benimle...
Kaptan da uçağı pek güzel uçuruverdi. İnişte ellerim patlayana kadar alkışladım kendisini. Zilli bön bön baktı bana, gücüme gitti biras... Neyse çok şükür sağ salim vardım. Helalleşip ayrıldık kovboy zillisiyle.
İlk kez gittiğim için biraz zorlandım ama sora sora buldum otelimi. Allahtan telefonunu yanıma almışım, 555 diye arayıverdim de tarif ettiler.
Sonra çıkıp dolaştım sokakları. Şükran günü müymüş neymiş, çok kalabalıktı her yer. Bol bol zen.ci po.posu gördüm gezeriken. Sordum Eb.ru Şal.lı’yı tanımıyormuş hiç biri.
Öğrendim ki ertesi gün meşhur Bilek Fraydey’miş. Acayip indirim varmış mağazalarda. Bol bol alışveriş ettim ben de. Bir izdiham bir ezmece ki sormayın, güç bela çıkabildim aralardan.
Gitmişken Calanongillere de uğrayıverdim. Hava çok güzeldi. Aget’la birlikte dolaştık, koşturduk misler gibi... Pek şeker, pek yakışıklı bir oğlan şu Aget! Calanon da çok sıcak kanlı bir kızcağız. Ama pek zayıf buldum kendisini. Yanımda götürdüğüm cevizli sucuklardan verdim. "Kan yapar, azıcık kilo yapar, ye" dedim.
Öyle yorulmuşum ki, dönüşte yol boyu uyumuşum. Kış uykusu gibi... Sırtlarım ağrımış yatmaktan. Pek uzak bi memleketmiş.. Sık sık gidip gelinecek yol değil, haberiniz olsun...
Not: Calanon izin almadan aldım fotoğrafı. Ama çok seviyorum buradaki halinizi.. Kızmadın hee!!!