Yok yok resmen evren sınıyor beni. "Dünya üzerinde zibilyon tane insan varken neden ben?" diye sormak istiyorum kendisine.
"Dört haftada üç-beş kilo fazladan kurtulmam lazım" (göbek içe çekmekle kaybolmuyorun kibarcası) dediğim günden beri hergün önüme sultan sofrası kurduruyor şerefsiz.
Yok test yemekleri, yok çikolata tadımları falan (kutudakilerin hepsini yemeden anlayamıyorum n'apıyım), bitmedi bana oynadığı oyunlar. Test yemeği dediğim de öyle iki çatallık bişey değil, yok kruditeler, yok soğuk-sıcak kanepeler, yok ara sıcak, ana yemek, tatlı (çeşitleri)!! Yuh demek istiyorum sana evren. Dur ama dur sen! Çok kötü kalbini kırıcam senin, kolla kendini.
Evrene gol atmak amacıyla aldığım çok garantili (iki haftada 4 kilo!) diyet kitabının tuğla kalınlığında çıkmasına ne demeli? Kitap geldi bi baktım, yuh(!) dedim. Ben bunu okuyana kadar (günde iki sayfadan hesaplayın artık) geçer biter dört hafta.
Ah be Dukan abi, diyet dediğin liste olur, ince fasikül olur, sen oturup dünya diyet tarihini yazmışsın. Düşünün ki obez dünyanın derdi, hikayesi anlat anlat bitmez... Ne yaptın sen baba ya... Ühüh ühüü....
Evrenle işbirliği yapan eşe dosta ise söyleyecek laf bulamıyorum zaten. Son iki hafta sonunda, hem Cumartesi hem Pazar (çarpan etkisi) mükellef sofralarla aklımı, midemi çelen gereksiz becerikli arkadaşlar!! Yeni alacağım elbisenin (L) faturasını aranızda paylaşırsınız artık!
İmza: Boğazını tutmayı beceremeyip, pizzayla tabağı sıyıran, üstüne utanmayıp sağa sola b*k atan başarız diyetotör OYİP